15 Aralık 2011 Perşembe

Bayramınız Mübarek Olsun

Kurban'ın bizim inancımız ve kültürümüzde apayrı bir yeri vardır. Bir dini vecibeyi yerine getirirken içtimai bir hazla idrak ederiz. İbadet anlamında her ne kadar kişisel bir ibadet olsa da, paylaşmanın verdiği o doyumsuz hazzın yeri bambaşkadır. "Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah'a ulaşacaktır: Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O?nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir" (Hacc Suresi; 37)
Bir dini vecibenin yerine getirilişini ve o vecibenin icrasıyla belki de hiç tanımadığınız, bilmediğiniz ve ayrıca sadece Bayramdan, bayrama tanıştığınız insanlara kestiğiniz kurbandan "pay" ayırmak, komşuluk hukukunu da aşan bir ulvi duygu değil midir. "... Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah?ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin sıkıntı içindeki fakiri de doyurun."(Hacc Suresi 28)
İslam inancı taşıyan insanların dini vecibelerine yerine getirirken kayıtsız şartsız teslimiyetin nişanıdır kurban. Zira ilk insan Âdem (a.s) 'den beridir kurbanın var olduğunu görüyoruz. "Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hacc Suresi; 34) Buradan da anlıyoruz ki kurban sadece bizim dinimizde olan bir ibadet olmayıp her millet ve ümmette vardır.
Kurbanın semavi dinlerde olduğu kadar ilkel toplumlarda olduğunu görüyoruz. "Tarih boyunca insanlar inandıkları yüce varlıklara çeşitli kurbanlar sunmuşlardır. İnsanların, tahıl, hayvan ve hatta insan kurban ettikleri olmuştur".
Yahudilikte iki tür kurban vardı
Yakma kurban ve takdimeler; Mabedin yıkılmasından sonra Kurban ibadeti askı ya alınmıştır. Günümüzde Yahudiler, günahlardan arınmak için horoz veya tavuk kurban eder, etlerini fakirlere dağı tırlar. 
Hıristiyanlıkta Kurban
Hz. İsa çarmıhta bütün insanlığın günahları için kendisini kurban etmiştir. Ekmek şarap ayini bu kurbanı temsil eder. Dolayısıyla kurban kesmeye gerek kalmamıştır. 
Hint Dinlerinde Kurban
Kurban, kişinin tanrılarla iyi geçinmesini sağlar. Kurban karşılığında tanrılar insanlara cömertçe davran ırlar. Kurban, tanrıların hayat kaynağıdır. Budizm'de de Buda'nın heykellerine çeşitli takdimeler sunulur.
Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Bayramının iptal edilmesi üzerine bazı "aklı evveller" Kurban Bayramı da kutlanmasın diye mesajlar yazıyorlardı. Bu arkadaşların işi gücü provokasyon yapmak olduğundan aslında ciddiye almak doğru olmazdı ne var ki bunların sayısı bir hayli kabarık. Birisi dini bir inancın tezahürü olarak kutlanması "dini vecibe", diğeri sonradan ihdas edilmiş "karnaval" hükmünde bir alayı nümayiş. Böyle bir mesajın altına şu minvalde bir şeyler yazmıştım, müsaadenizle buraya da alıyorum.
"Bayramlar bir toplumun birlik ve beraberlik, yardımlaşma duygusunu ayakta tutan en büyük motivasyon biçimidir. Dini anlamda bayramları kutlamak için İTİKAT sahibi olmak gerekir. Her hangi bir inancı olmayanlar için Bayram vazgeçilmez bir tatilin habercisidir. Yahudi kaynaklarında ve Kuranda Hz. İsmail'in kurban adanması ve akabinde kan diyetinin "helal" bir hayvanla ödenmesini ifade eder. Hıristiyanlık-ta-ki YORTU ve PASKALYA ve ya Anadolu'da da kutlanılan Yahudilerin HAMURSUZ bayramları gibi. Alevi kültünde de ayrı bir yeri olan Aşure de bir dini motif ve ya ibadet olarak yapıla gelmiştir. 
İslam'da Kurban vaciptir ve Islama inanların bu bayramı kutlamaları onların inançlarının gereğidir. Bir kutlamanın bayram olabilmesi için ona "Bayram" denmesi yeterli değildir. Toplumlar tarafından genel kabul görmesi ancak bir inançla ifade edilebilir. Yıllardır kutladığımız Cumhuriyet Bayramlarının olsa, olsa sembolik bir değeri vardır. İlla kutlanmalı diye zoraki bir dayatma insan haklarına da onurunu da bana göre aykırıdır. Haddi zatında kutlamaların insanların içinden gelerek şevkle olması gerekir. Değilse de "sahte bir kutlamanın" ne vatana ne millete ne de onu kutlayana bir faydası olmaz. Cumhuriyeti kutlamaktan öte, Cumhuriyet'i özümsemek ve yaşamak ve elbette ki yaşatmak Bayramların en büyüğüdür. 
Özetle Cumhuriyet Bayramı bir Bayram değildir ve kutlansa da kutlanmasa da "sembolik" olmaktan öteye bir anlam ifade etmez. Kişisel olarak devlet eliyle "istisna" törenler dışında hiç bir kutlamanın Bayram adı altında yapılmasına Karşıyım. Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümlerinde çeşitli konferans ve panellerle, eğitici öğretici bir faaliyet şeklinde eda edilmesi en doğrusudur. Çeşitli konserler, sunumlar ve tiyatro gibi etkinliklerin daha faydalı da olabileceği kanaatindeyim..." demiştim.
Değerli dostlar, ülkemiz cidden çok buhranlı bir dönemden geçiyor. Kişisel çabalarımızı aşan onca hadiseler var. Şehit cenazeleri, doğal afetler, işsizliğe bağlı olarak yaşanan ekonomik sıkıntılar ve onlarcası. Bayramlar münasebetiyle bir kez daha milli birlik ve berberliğimizde şüphesiz ki pekişmektedir.
Ülkemizde her günümüzün Bayram havasında geçmesini diliyorum. Birlik ve berberlik içerinde daha nice bayramları hep beraber sağlık ve mutluluk içerisinde görebilmemiz dileğiyle hepinizin Kurban Bayramını en içten dileklerime kutlarım. Bayramdan sonra nasipse görüşmek üzere, sağlıcakla kalın efendim, iyi bayramlar...
http://www.twitter.com/medya_ilisuluk
07 Kasım 2011 Pazartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder