30 Haziran 2020 Salı

Gençleri Kazanan Seçimi Kazanır

 Bugün 36 yaşında olan bir genç 4 genel ve dört yerel seçim yanında 3 Cumhurbaşkanlığı seçimi gördü...

Bir başka ifade ile çocukluk ve ergenlik yaşından başlayıp yetişkin bir birey olan gençlerimiz gözlerini Ak Parti ile açtılar ve hala Ak Parti iktidarda.

Biz orta yaş vatandaşlar yani 50 yaş üstü bireyler gençlik yıllarımıza yön veren siyaset adamlarını -ki sayıları bir elin parmağı kadardı- zaman zaman değiştirerek seçerdi.

Bizler o zaman bu aktörlerin hiçbir zaman asla değişmeyeceğini düşünür ve artık "siyaset gençleşmeli" diyerek yeni aktörlerin önünün açılmasında söz sahibi olmasak da etki etmiştik.

İlk başlarda "mahşerin 4 atlısı" dediğimiz Demirel, Erbakan, Ecevit ve Türkeş kendi istekleri dışında zamanın gadrine uğrayarak ihtiyarlamaları veya ölmeleri üzerine yerlerini alan halefleri “Özal ekolü” ve sonrasında da Baykal, Çiller, Yılmaz,ve Bahçeli liderliğinde "davalarını" devam ettirdiler...

Akabinde bir isim Erbakan'ın tedrisatından geçmiş birkaç "idealist" bir araya gelerek yeni bir oluşum başlatarak "yıllanmış - ihtiyarlamış " siyasi yelpazede arkasına gençlerin rüzgârını alarak sahaya indi.

Şüphesiz ki bu rüzgârın esmesinde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve sosyolojik çeşitli sebepler vardı. (bu ayrı yazı konusu olur)

Hasılı o gün başlayan "bayrak değişimi" yaklaşık 20 yıldır ülkenin yönetiminde söz sahibi olmayı sürdürüyor.

Bugün gelinen noktada gençlerin büyük çoğunluğunun rahatsız olduğu su götürmez bir gerçek.

Günümüz gençliği kendilerinin de söz sahibi olduğu veya beklentilerini karşılayacak yeni bir oluşumu "mesih bekler" gibi beklemektedir...

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2019 yılı sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam nüfusu 83 milyon 154 bin 997 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 955 bin 672 kişi olduğu resmi kayıtlarda görünüyor..


Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, toplam nüfusun yüzde 15.6'sı düzeyinde olan genç nüfusun yüzde 51.3'ünü erkek, yüzde 48.7'sini ise kadınların oluşturduğunu duyurmuştu.


Yine Türkiye'nin 13 milyona ulaşan genç nüfusu, Avrupa Birliği üyesi 20 ülkenin nüfusunu geride bıraktığı şeklindeki haberler medyada yer almış, Avrupa İstatistik Ofisi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'nin toplam nüfusu 2018 sonu itibarıyla 82 milyonu aşarken, 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 13 milyon kişiyi bulduğunu kamuoyu öğrenmişti.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı “Pandemi nedeniyle” sosyal medya üzerinden yaptığı canı yayınla gençlerin karşısına çıkmış ve çok geçmeden de genç izleyici “muhalif” yorumlarla Erdoğan’ı zora sokmaları üzerine yayının yorum özelliği kapatılmıştı. Bu durum sosyal medya twetter’da gündem olmuş bir anda #oymoyyok tagıyla epey bir ses getirmişti.

Bu örnekten yola çıkarak şunları açık yüreklilikle söyleye biliriz;

Günümüz gençliği bir değişim beklemektedir. Bu değişimin Ak Parti ile sağlanamayacağına inanıyor ve gelecek seçimde Ak Partiye oy vermeyeceklerini deklare etmiş oluyorlardı.

Yine bu gençler mevcut siyasi partilerde de kendilerine yer bulamıyor ve dolayısıyla da “muhalefet partilerini de “ alternatif görmüyorlardı. Yeni kurulan partilerin de henüz bir “gelecek vaat etmediğini” düşünüyor ve ufukta adeta bir “beyaz atlı prens” beklentisi içerisindedir…

Sonuç olarak Türk Siyasal hayatında büyük bir “değişim” kaçınılmaz gözüküyor. Bu değişimin belirleyici mimarı da günümüz gençliği olacaktır. Gençlerin destekleyeceği bir siyasi parti ipi göğüsler.

Gençlerin duygu ve düşüncelerini hesaba katmayan ve beklentilerini karşılamayan bir siyasi partinin başarılı olması mümkün görünmemektedir.

Siyasi partiler plan ve programlarını yeniden dizayn edip gençlere alan açarak veya ufuk açacak eylem ve söylemlere şimdiden başlamalıdır. Aksi takdirde gençleri kazanamayan seçimi kazanamaz diyerek yazımıza şimdilik son verelim…