30 Mart 2012 Cuma

Romanov Koyunları Malatya'da

Şu sıralar ulusal ve yerel basında “Romanov Koyunları” ve o koyunları Yurtdışı’nda Çalışan işçimizin bin bir zahmetle Malatya’mızın Kuluncak İlçesinin İlisuluk Köyüne kadar getirmesi ile ilgili  haberleri çeşitli sitelerde sizlerde görmüşsünüzdür.

“Romanov Koyunları”nı Malatya’ya getiren Haşim Gürbüz ile bir “e-röportaj” diyebileceğimiz “facebook” söyleşisi gerçekleştirdik. Haşim Gürbüz, Gözü pek, idealist ve hayallerini gerçekleştirmeyi seven tipik bir Anadolu delikanlısı…
Aynı köylü ve akran olmamızın dışında biri birimizi pek gördüğümüz söylenemez. Çocukluk devrelerimizde ben köyümüz İlisuluk İlk Öğretim okulunda okurken, Haşimler Malatya’da kalıyorlardı ve yaz tatillerinde görebildiğimiz kadar da bir birimize aşina idik. Köyümüzde hemen herkes biri birine şöyle ve ya böyle akraba ve ya hısımdır. Biri birilerini görmüyor olsalar da günümüz iletişim araçları sayesinde irtibatları koparmadan bir şekilde “sanal,manal” görüşmenin yolu her daim açık oluyor…
Geçen Akşam nedir şu “Romanov koyunu” meselsi bir bakayım diye “Google amcayı” tararken ilginç bilgilere ulaştım. Bu konuda basında çıkan haberlerin yanında bir başka kişinin de daha önce bu koyun ırkını “özel bir izinle” getirdiğini ve çok korunaklı bir çiftlikte yetiştirilmeye başladığı bilgisine ulaştım.
Romanov Koyunları nasıl getirildi
Bin bir çile ve zahmetle yurda getirdikleri ilk parti koyunların bulunduğu TIR’ı Kapıkule de 45 gün bağlıyorlar. Bir yalan yanlış ihbarın neticesi olarak işin aslı araştırılıncaya kadar da basına “Çakma Romanovlar Türkiye’de” manşetleriyle servis edilir. Bu süre zarfında da bazı koyunlar telef olur. Haşim Gürbüz, yaşadığı bu şokun ardından basında çıkan yakıştırma haberler için yasal takip başlatılacağını söylüyor.
Araştırmalarımız neticesinde Tarım bakanlığının canlı hayvan ithalatına izin vermesi üzerine, bazı sözüm ona “uyanık” vatandaşlar Romanov koyunu diyerek bazı melez ırkları pazarladıkları bilgisine de ulaştık.
Romanov Koyunlarını Yurda ilk getiren kişi
Romanov Koyunlarını ilk defa bir üretici Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in özel izni ile Türkiye'ye getirmeyi başarmıştı.
İkinci olarak da Haşim Gürbüz ve Arkadaşları getirmiş oldular.
Haşim’e, “bu koyun işi nerden aklına geldi” diye sorduğumda “TV’lerde görmüştüm, internetten de araştırınca Bu koyunlar hakkında epey bilgiye ulaştım. Anavatanının Rusya olduğu ve sıcak ve soğuktan etkilenmeyen bir batında 3,4 yavru doğurabilen ve senenin her mevsiminde doğurabilme özelliklerini görünce “neden Türkiye’de ve köyümde de bu koyunlardan olmasın” dedim diyerek işe başladığını belirtiyor.
Bu koyunların kuzusuna 8000 lira istenildiğini duyunca da kararını veriyor ve bu işe girişiyor. Zorlu geçen bir beş ayın ardında da nihayet koyunları Malatya’ya kadar getirerek Kuluncak İlisuluk köyündeki babasına 52 tane koyunu teslim ediyor.
Bu koyunlar için Koçta getirdiniz mi yoksa melezleştirme yoluna mı gideceksiniz dediğimde, “bak bu konuda koç çok önemli, üç tane saf Romanov koçta getirdim köye” diyor.
Romanov koyunu almak isteyenler ne yapmalı
Peki diyorum “ürettiğiniz koyuları nasıl dağıtacaksınız, bu konuda neye göre karar vereceksiniz, kıstaslarınız nelerdir” dediğimde, “isteyene anaç koyundan eli taneden aşağı olmamak şartıyla” verebileceğini belirtiyor. Neden elli diye sorumada “bakanlığın izninin en az elli” olduğunu söylüyor.
Romanov Koyunları Facebook sayfalarının hizmette olduğunu ve yakında www.romanovciflik.com  (tasarım aşamasında) internet sitesinin de yayında olacağı bilgisini veriyor.
Ortağınız kimler, onlarda sizin köylünüz mü yani Malatyalı mı diyorum, Haşim Gürbüz dört ortak olduklarını belirtiyor ve özellikle Zonguldaklı Ortağı Musa Öztürk’ün yardım ve desteklerini şükranla anıyor. Ayrıca “beş aydır bu işlerle uğraşmama rağmen Zonguldaklı bu abim ve alman Mühendis Herr Sauren’in sayesinde işten çıkışımın verilmemesi de onların sayesinde olmuştur, kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum” diyor.
Diğer ortaklarının da Balıkesir, Zonguldak Devrek, Niğde Aksaray ve İzmitli olduklarını belirtiyor. İlk başta 600 baş hayvan getirdiklerini ve TIR girişlerinin devam edeceğini belirttikten sonra:
Tarım bakanlığında ithal izni olan bir arkadaşın yarımıyla bu işi yapabildiğini belirterek teşekkür ediyor ve ekliyordu. Koyunların 52 tanesini Malatya’ya getirdik diğerleri çeşitli yerlerde çiftliklerimizde özel bakıcalar eşliğinde bakımları sağlanıyor diyor.
Kuluncak Kaymakamlığı ve Kuluncak Jandarma Komutanlığının yardımlarını bekliyorum
Köye ne tür bir yatırım düşündüğünü sorduğumda “köyün çıkışına bir besi damı yapacağım, şuan çalışmalar devam ediyor. Babama koyunları teslim ettim, şu an barınakları var ama bu koyunlar çabuk ve çok üreyen bir ırk olduğu için yeterli yerimiz yok. Bu konuda Kuluncak Kaymakamlığından besi damı ve ağıl desteklerini bekliyorum.” Diyor.
Haşim gürbüz, “ben zor olanı başardım, getirip köye teslim ettim bundan sonrası Kuluncak Kaymakamlığı ve Jandarmasının konuyu sahiplenmesi ve gerekli güvenlik önlemini almasına bağlı” diyor.
Bu konuda devamla “ tek beklentim Kuluncak’ta yetkililerin bu işi sahiplenmesi ve dağıtımı ve çoğaltılması noktasına yaygınlaşmasının sağlanması noktasında işi sahiplenerek sağlık ve diğer işleriyle ilgilenmesi… Birde “babama yeni bir besi damı için yardım edilmesi,”diyor. Hayvanların bakımını sair her şeyi iki bakıcı dâhil her tür masraflarını bizzat karşılıyorum” diyordu...
Haşim Gürbüz Romanov Koyunlarını bireysel olarak ülkemize getiren ilk kişi. Öncesinde bir çiftliğin özel bir izinle “Devlet desteğiyle”  getirdiği bilgisini yazımızın başında vermiştik.
Haşim Gürbüz Başka neler yapar, Almanya’da İlisuluk’lu olmak nasıl bir şey diyorum, “ilisuluklu’nun hayatı zordur be” dedikten sonra devam ediyor : “Kendi adıma söyleyeyim, sabah beşte başlar hayat akşam yedi sekize kadar dolu, dolu geçer” diyor.
Almanya serüvenine nasıl başladınız dediğimizde “1996 yılında kendimi talihsiz bir şekilde Almanya’da buldum” diyor, devamla:
“ben çekirdek ailesinin yanında büyüdüm, sonra Almanya’da 5 yıl meslek okulunu okudum. Çok zor şartlarda bana göre imkânsızları başardım, ben imkânsızları severim ve kafama koyduğum bir işi de yapmadan rahat etmem” diye devam ediyordu.
Peki, Almanya’da çiftlik işinde mi çalışıyorsun, bildiğim kadarıyla torna işine benzer bir işle uğraşıyordun dediğimde “yok hayır, kaynak ustasıyım. İran, Çin ve daha pek çok ülkeye Elektrik Tribünü döken bir fabrikada çalışıyorum, kendim de bizzat birçok ülkeye gidiyorum” diyor.

Haşim Gürbüz’ün yaptıkları bunla sınırlı değil. Almanya’da Olta Balıkçılığı Sporu ile de uğraşıyor. Bu konuda da ilklere imza attığının altını çiziyor. Almanya’da Olta Balıkçılığı Ruhsatı almanın çok zor olduğunu ve kararlılığı sayesinde Ruhsat alabildiğini belirtiyor.
Türkiye’de ve Avrupa’da bu konudaki çeşitli derneklere üye olduğunu belirttikten sonra İsveç’te 33 ülkenin katıldığı yarışmada Türkiye’ye iki kupa kazandırdığının da altını çiziyordu.
Zamanında Malatya Valisi Daşöz’ün dikkatini çekmeyi de başararak “tırıvırı” adlı ağın yasaklanması ve denetlenmesi noktasında da çaba sarf ettiğini belirtiyor.
Haşim Gürbüz’le ilerleyen günlerde sanırım başka haberlerde de görüşeceğiz. Yaptığı ve yapacaklarını takip edip sizlere duyurmaya devam edeceğiz.
Bir Malatyalı ve dahası bir İlisuluklu olarak kendisinde yaptığı işlerde başarılar diliyoruz.
Romanov Koyunu Nedir
“Romanov koyunlarının ilk örneklerinin anaçları 18 - 20 kg iken bugün 50 kg’ dır. Rusya’nın önemli koyun ırkıdır. Döl verimi ve post kalitesine göre kaba yapağılı Kuzey Rusya koyunlarından seleksiyonla elde edilmiştir. Bugün Rusya’nın 30 ayrı bölgesinde yetiştirilmektedir. Romanov koyunları, Kuzey Rusya’nın iklim ve besleme koşullarına iyi uymuşlardır. Soğuğa ve sıcaklık değişikliklerine dayanıklıdır. Uzun bacaklı olmalarına karşılık küçük yapılı ve ince uzun kuyrukludur. Koçlarda canlı ağırlık 55 - 80 kg koyunlarda 45 , 50 kg En önemli verim özelliği, döl verimi ile kaliteli post üretimidir. Dö1 verimi %200-250’dir. İyi sürülerde 100 ana koyundan 350 yavru alınabilmektedir. Yıl içinde uzun süre kızgınlık isteği gösterdiklerinden yılda iki kuzulama elde edilebilir. Çok kalite sıcak ve hafif bir post üretirler. Beyaz ikin ilk kıllar, siyah birincil kıllardan uzun olduğundan post maviye yakın bir renk gösterir. Süt verimi de yüksektir. 100 günlük laktasyon döneminde 140-150 kg?dır. Yılda iki kuzulama post üretimi amacı ile uygulanmaktadır. Laktasyon bu yüzden kısa tutulmakta, fakat koyunlar sağılmaktadır. Rekor hayvanlardan 200 - 250 kg süt elde edilebilmektedir.
 
Günümüzde, Avrupa’nın birçok ülkesinde melezleme yolu ile Romanov koyunlarından yararlanılmaktadır. Bu şekilde kimi ırkların döl verimlerinin arttırılmasına çalışılmaktadır.” (Tarım Ziraat)
Romanov; kanaatkar, sıcağa, soğuğa ve iklim değişikliklerine dayanıklı, yağsız kuyruklu, orta cüsseli (koyunlar 50-55 kg, koçlar 55–80 kg), etleri oldukça lezzetli olan bir ırktır.
3-4 aylık yaşta cinsi olgunluk
Yılda iki kez gebe kalma
Mevsime bağlı kızgınlık göstermeyen bu ırkın yılın her mevsiminde çiftleştirilebilmesi ve üçüz, dördüz hatta altız yavru verimiyle kuzu eti üretiminde ilk sırada tercih edilen ırk olarak önümüze çıkmaktadır.
Ortalama yapağı gömleği ağırlığı 4.5 kg
Ergin canlı ağırlık erkeklerde 55-80
Dişilerde 40-50 kg civarındadır
8-9 aylık kuzularda kesim ağırlığı 35 kg dır.
Romanov ırkının en önemli özelliği yüksek döl verimidir. Doğuran 100 koyundan 200-250, iyi bakım ve besleme koşullarında dördüz beşiz hatta altız kuzu alınabilmektedir. Bu özelliği nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde melezleme çalışmalarında kullanılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Romanov koyunu Finn koyunu ile birlikte dünyada “kuzu makinesi” (Lamb Machine) olarak tanımlanmaktadırlar.
 
Bu konuda Romanov ırkını, Fin ırkından ayıran ve üstün kılan üç önemli özelliği; kuzularında yaşama gücünün yüksek olması, sürü koyunculuğuna uygun özellik taşıması ve adaptasyon kabiliyetinin iyi olmasıdır. 3- 4 aylıkken cinsi olgunluğa ulaşan Romanov ırkında kızgınlık süresi 60 saat olup diğer koyun ırklarından daha uzundur. Mevsim dışı kızgınlık özelliği nedeniyle her mevsimde çiftleştirilmesi; koyun sütü üretiminin mevsimlere dağılımını mümkün kılmakta, ayrıca yıllara göre değişen kurbanlık ihtiyacını ve kuzu eti pazarında görülen darlığın giderilmesini sağlamaktadır. (ağaçlar net)

13 Mart 2012 Salı

Nemrut Dağı Projesi’ne Bakanlıktan onay

Tatsız, tuzsuz haberlerden ve rutin gündemden sıkılanlar için bugünkü yazımı iç açıcı haberlere ayıracağım.

Malatya bir kültür şehri ve Büyükşehir olma yolunda hızla ilerliyor. Gündemi yakından takip edenlerin bildiği, ama bazılarımızın gözden kaçırdığı ilk haberimiz Nemrut’la ilgili. Uzun bir süredir Adıyaman ve Malatya arasında bir tür çekişme konusu olsan Nemrut Dağı projesine Bakanlığın onay vermesi üzerine tartışmalar yeniden alevlenmişti.

Vatan Gazetesi konuya ilişkin haberinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Vekili Ahmet Özyanık’ın konuya ilişkin açıklamalarına yer verdi.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Vekili Ahmet Özyanık konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede “Nemrut, Adıyaman’la anılan bir yer. Marka olarak da Adıyaman’la anılması daha güzel ama erişim açısından da Malatya uygun. Malatya’dan gelecekler Adıyaman’dan çıkacaklar. Şu anda yol problemi var. Malatya’dan Nemrut Dağı’na kadar bir yol yapımı var; fakat oradan Adıyaman’a bir iniş yok. Aradan bir yol bağlantısı da yapılması gerekecek. Nemrut’un Malatya sınırı ile Adıyaman’daki oteller bölgesine kadar aradan bir yol yapılması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde onu da projelendirip yaparlar herhalde” şeklinde konuştu.

Özyanık açıklamasında “Orada turizm merkezi oluşunca Malatya’dan daha rahat turist gidebilecek. Yeni, lüks oteller yapılacak. Havaalanından bir saatte gidilebilecek. Daha cazip olacak. Yeni bir turizm merkezi oluşacak. Adıyaman’da havaalanı var ama aktif değil. Adıyaman’daki oteller bölgesinden Nemrut’a yaya yürüyerek çıkılması gerekiyor. Oteller de eski standartlarda. Gece sabaha doğru güneşin doğuşunu seyretmek için de uzun bir mesafe kat edilmesi gerekiyor. Malatyalılar bunu fark etti. Sırttan çok yakın bir noktaya kadar, hızlı bir şekilde çıkabilecekler. Oteller bölgesi ile zirve birbirine çok yakın olduğu için çok daha fazla turist gelecek. Malatya’nın turizmi canlanacak. Adıyaman’a da bir çarpan etkisi oluşturacağı kanaatindeyim.” Dedi.

Önümüzdeki günler bir dizi Projeye start verilmeye başlar. Başta Pütürge olmak üzere bölgeye yapılacak her yatırımın hem ilimize ve hem de komşumuz Adıyaman’a olumlu katkı sağlayacağı açıktır.

Malatya Büyük Şehir Oluyor
Nüfusu 750 bini geçen İlleri büyükşehir yapmayı planlayan Hükümet, aralarında Malatya’nın da olduğu 13 ilin Büyükşehir olması yönündeki çalışmalarını tamamlayarak yasa teklifini hazırladı.

Gazeteport’un haberine göre “İçişleri Bakanlığı, TÜİK’in 2011 yılına ilişkin adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarını inceledi ve Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya ve Mardin’in nüfusunun 750 bini geçtiğini saptadı. Bir önceki sayımda 742 bin olan Malatya’nın nüfusu da geçen sürede 15 bin artarak 757 bine çıktı.
 
Hükümet, depremde büyük zarar gören Van’ı da Büyükşehir Belediyesi yapacak. Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda yapılacak değişikle il sınırları Büyükşehir belediyesi sınırları olarak kabul edilecek. Büyükşehir olan yerlerdeki il sınırları içinde, ilçe belediye başkanları da seçilecek.” Denildi.

İ.Ü. Turgut Özal Tıp Fakültesi Malatyalıyı gururlandırmaya devam ediyor
Bölgenin en modern ve donanımlı Hastanesi olma özelliğini elinde bulunduran İ.Ü. Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanemiz her geçen gün başarısını perçinleyerek ününü Türkiye sınırlarının dışına taşıyarak dünyanın sayılı hastanelerini geride bırakıp Avrupa Birincisi ve Dünya ikincisi oldu.
Geçtiğimiz günlerde İ.Ü. Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik TV8’de Erkan TAN’ın konuğuydu. Çelik programda, Üniversitemiz hastanesinin canlıdan canlıya karaciğer naklinde Avrupa birincisi ve Dünya ikincisi olduğunu ve yapılan çalışmaları anlattı.
Daha sonra TRT Haber Tıp Merkezinden Naklen yayın gerçekleştirdi. Turgut Özal Tıp Merkezinden canlı yayın yapan TRT Haber, Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve ekibini konuk etti.
Yerel ve bölgesel gazete haberlerinin yanı sıra yerel medya mensuplarından akademisyenlere,  yaygın medya mensuplarından basın hukukçularına, toplumun hemen her kesiminden konukların katıldığı TRT Anadolu TV’nin  "Anadolu'nun Sesi" adlı programına İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve karaciğer nakli ekibinden Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp ile Prof. Dr. Ramazan Kutlu konuk edildi…

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik’inTV8’de Ertan Tanla olan sohbet videosunu aşağıya alıyoruz.

Belediyemiz “Çanakkale’yi Geçilmez Kılan Ruh” konulu Konferans Düzenliyor
Malatya Belediyesi Basın bürosundan yapılan açıklamaya göre:

“Malatya Belediyesi 2012 yılı Kültürel etkinlikleri kapsamında, Çanakkale Zaferi’nin 97. yıldönümü nedeniyle 17 Mart Cumartesi günü “Çanakkale’yi Geçilmez Kılan Ruh” konulu bir konferans düzenlenecek.

Belediye Konferans Salonu’nda saat 19.30’da düzenlenecek “Çanakkale’yi Geçilmez Kılan Ruh” konulu konferansa Gazeteci-Yazar Mustafa Armağan konuşmacı olarak katılacak” denildi.

“Atık Pillerin Toplanması ve Bertarafı” Konulu Eğitim Semineri
Malatya Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) işbirliğiyle “Atık Pillerin Toplanması ve Bertarafı” konulu eğitim programı, 13 Mart Salı günü saat 10.00’da Belediye Konferans Salonunda gerçekleştirilecek.

Malatya Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada,  İlköğretim ve Okul Öncesi öğrencileri, Okul Meclis temsilcileri, Okul Aile Birliği temsilcileri, Okul Çevre Kulübü öğrencileri,TEMA İl temsilcisi, ÇEKÜL İl temsilcisi, ÇEKÜD İl temsilcisi, l. ve ll. Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü temsilcileri ile Sivil Toplum Kuruluşları’nın temsilcilerinin katılacağı programa vatandaşların da davetli oldukları belirtildi.

“Atık Pillerin Toplanması ve Bertarafı” konulu eğitim semineri, Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) teknik – eğitim uzmanı Savaş Arna tarafından verilecek.(Bülten)

Değerli dostlar İlimiz ve İlçemizdeki gelişmeler ışığında sizlere güzel haberler vermeye devam edeceğiz. Yeni bir yazıda buluşuncaya kadar efenim, sağlıcakla kalınız…