5 Temmuz 2011 Salı

KK İle Buraya Kadar, ”Gandi” Gidici…

Ülkemiz yeniden “Kaos ve kargaşa” ortamına çekilmek isteniyor.
Sancılı bir seçim süreci yaşadık, halkımızın sağduyusu ve geniş bir katılımla sonuçlanan seçimler neticesinde AKP ipi göğüslemiştir.
Kazananı, kaybedeni bir tarafa bırakacak olursak, bu seçimlerden halkımızın büyük beklentileri vardır. Seçimlerden önce verilen vaatlerin tutulması beklenmektedir.
Kendilerini Meclise taşıyan seçmenlerine karşı Siyasi Partilerin çok büyük sorumluğu vardır. Seçimlerden önce “bizi” temsil etmek için oy isteyen vekiller, seçildikten sonra “temsil görevini” yapmayarak adeta seçmenine “ihanet” etmiştir.
Mevcut yasalarımıza göre seçilen vekillerin “temsil” ve “yasama” faaliyetlerine katılabilmesinin ön şartı yemindir. Bir başka ifade ile Milletvekilliği yeminle başlar. Demokrasilerde yemin “şart” mıdır, bu tartışılır. Beğenmezsen kaldırırsın, bununda yeri yine Meclistir. Meclisin dışında “çözüm” aramak, halkın iradesini hiçe saymaktır.
Halkın iradesini hiçe sayacaktıysan neden seçime girdin, madem meclise girmeden “her dediğini” yaptırabilme kudretin var…
Efenim “demokratik taleplerimiz” diyemezsin, kaldı ki o taleplerin karşılanması da sana bağlı. Sorunun kaynağı belli, çözümü de bellidir, çözüm Meclistir.
***
Geniş halk kitlelerine bir “umut” olarak ortaya çıkan “Gandi”nin “çakma” olduğu anlaşılmıştır. Kısa günde kırk havaya girmesi, rüzgâra göre yön değiştirmesi, bize gösteriyor ki aslında “ip”ler KK’ın elinde değil…
Hatırlayın demokrat partinin yargılandığı davada “sizi buraya getiren kuvvet böyle istiyor” denilerek mahkemenin aslında “düzmece” olduğunu itiraf etmişlerdi. Şimdi benzer durum CHP için geçerlidir, KK’ı oraya getiren “güç” yargıyı etki altına alabilmek için yasamayı kullanmaktadır. Meclisi kilitleyerek ve yargıyı etkileyerek “tahliyelerin” önünü açmak ve devam eden davaları “sulandırmak” tadır.
Yargıya güvenimiz tam diyen, her fırsatta dosyayı kaptığı gibi anayasa mahkemesine “koşan” CHP, şimdi ne oldu da yargıya güvenmiyor…
Yargı yanlış yapıyorsa, yanlışlık mevcut “yasalardan” kaynaklanıyordur, değişirsin yasayı “içine sinmeyen” maddeyi kaldırırsın. Bunu nasıl yapacaksın, “Diyarbakır’da çadır kurmak” la mı, Meclisi boykot etmekle mi? Ülkeyi Kaosa sokarak, ne yapmak istiyorsunuz…
CHP “üçkağıtçılık” yapıyor, meclise girdin madem yemin et, yeminden kaçacaktın o halde Mecliste ne işin var. Hadi onu da geçelim, Meclis senin partinin mensubu olduğu vekil tarafından açılmadı mı, ona neden yemin ettirdin…
Diyelim ki “dediğim dedik” tavrınızı sürdürdünüz, “Meclis Feshedildi” bunu seçmenlerinize nasıl açıklayacaksınız. Diyelim ki açıkladınız, bu milleti “enayi mi” sanıyorsunuz.
Yeniden sizi seçebileceğini mi sanıyorsunuz, aldığınız “kıytırık” oyları burnunuzdan “fitil, fitil” getirmez mi?
Bu sefer sizi “sandığa gömmeyeceğini” nerden biliyorsunuz. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacaksınız.
Daha açık konuşalım “üç’ün,bir’ini” alırsınız. Bir seçimin neye mal olduğunu bu millet bilmiyor mu? Yeni bir seçim ekonomiyi ne hale getirir, yüzde bilmem ne kadar büyümüşken “geri arkadan” büyürüz artık. Bunu sizde biliyorsunuz…
Akşam saatlerinde Cumhurbaşkanının mevcut partilerden “randevu” talebi ajanslara düştü. Bu güzel bir gelişme diye düşünürken bir “salvo” da MHP den geldi. Randevu talebine “Ret” yanıtı verdi. Tam da “MHP sorumlu bir parti gibi davrandı, Meclisin kilitlenmesine fırsat vermedi” diye düşünüyorduk. Maalesef bu kazanımları bir çırpıda eritti, heba etti…
Son olarak mevcut “puslu” havanın CHP’ye yaramadığı açıktır, KK’nın “suyu ısınmıştır”, ilk kongrede “Gandi”, “indire Gandi” durumuna düşecektir, düşmüştür bile.
Yeni yıla girerken hem MHP ve hem de CHP’de liderler değişmiş olacaktır. Her iki partinin tabanı da, liderlerini, bu “kafayla” orada bırakmayacaktır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder