5 Temmuz 2011 Salı

CHP ve BDP Yüzünden, Ara Seçime mi Gidiyoruz?

Biraz zihin jimnastiği yapalım,
AKP şöyle ve ya böyle Hükümeti kuracak, yeni Meclis Başkanını da pek tabii ki seçecek, öyle değil mi?
Peki, ne kaldı geriye?
Devamsızlık yapan Vekiller. Eh oda kolay, şöyle ki;
Meclis açılır, ilk oturumda “Salt çoğunluğun Oyu” ile “düşürürsünüz” vekilliklerini…
Mevcut yasalarımıza göre üç ay içinde yeniden bir “ara seçim” gündeme gelir.
İstikrar bozulur mu, sanmam. Bundan daha kötüsü olmaz.
Başbakan Erdoğan yarın bu minval üzere bir açıklama yaparsa şaşmayın. Bana göre de sürpriz olmayacak.
Aklın yolu birdir. Sen kalk vatandaşa “kazık” atmaya çalış, sonra da efendim “arkadaşlarımız içeride, seçilmiş arkadaşlarımız Meclise gelmeden olmaz” hadi ya, seçime girerken böyle söyleseydiniz ya…
Demezler, diyemezlerdi, öyle değil mi? Bir söz vardır hani “tavşan dağa küsmüşte, dağın haberi olmamış”…
Ortada ne dağ var ne de tavşan, ortada kendisiyle çelişen bir CHP, tutarsız bir BDP var. Dün söyledikleri başka, bugün dedikleri daha başka, geldikleri yol ortada.
Alışmışlar kolaycılık yaparak suçu birilerinin üzerine yıkmaya. Diyelim ki Hükümet suçlu, ya siz? Siz o Mecliste değimliydiniz, “gökten zembille mi indiniz”…
Bu güne kadar Demokratik adımlar atınızda Hükümet mi sizi engelledi. Yasa teklifi hazırladınız da “çoğunluklarına güvenerek” ret-mi ettiler…
Söyler misiniz Allah aşkına, bu güne kadar ne yaptınız. Cumhuriyet tarihi boyunca en küçük bir “hayırla yâd edilecek” işiniz icraatınız var mı? Bu güne kadar sokaklara çıktınız, protestolar yaptınız. İşi öğrencisine eğitim vermek olan Rektörleri bile “Cübbeleri” ile sokaklara döktünüz, Cumhuriyet mitingleri yaptınız. Yargıyı bile “siyasi mekanizma” haline getirdiniz. Olur, olmaz zamanda yaptıkları “açıklamalar” ile kafaları bunaltmaktan başka yaptığınız bir icraatınızı gösterin bizde sizinle yeniden sokaklara çıkalım.
Yıllarca Atatürkçülük adına Askerleri “kafaladınız”, yargıyla yasayla yaptıramadıklarınızı “silahla” bir başka şekilde çözmeye çalıştınız.
Demokratik taleplerini silahların gölgesinde açıklayan BDP ile aranızdaki fark sadece bu kadar. Birisi illegal örgütün silahıyla irademize ipotek koydu, diğeri “yasal mermisi” ile irademizi elimizden aldı…
Demokrasi tarihine “kara bir leke” ile geçtiniz, tarih sizi yargılayacaktır kuşkusuz. Ancak tarih sizi yargılamadan evvel bu millet sizleri “vicdanlarında hapsetmiştir”. İster CHP’li olsun ister BDP’li, ben halkımı biliyorum. Bu milletin bir ferdiyim ve ben milletimin sağduyusuna inanıyorum, siz ister inanın, isterse inanmayın…
Yakın tarihte “Merve Kavakçı” ya yaptığınız “aşağılık” davranışınızı ne çabuk unuttunuz. Onun mahkûmiyeti mi vardı, siyasi bir dava ile mi yargılanıyordu. Örgütsel suçlardan hüküm mü giymişti, ne yapmıştı…
**
Demokratik haklı taleplerinize eyvallah, bunu hepimiz savunabiliriz, ancak; talepleriniz “meşru” olmalıdır. Meşru zeminde tartışılmalıdır. Mecliste çözümlenecek olanı “çadıra” taşımak olsa olsa “bedevilere” yakışır bir tutumdur…
Özel bir örnekleme yapacak olursak, diyelim ki YSK yanlış yaptı. Kaosa davetiye çıkardı. Siz bilmiyor muydunuz sonucun böyle olacağını. BDP “Apo” yu aday yapsaydı, onun içinde mi böyle davranacaktınız, “halkın iradesidir” mi diyecektiniz…
**
Peki, söyleyin Allah aşkına! Bu Haberal kim? Devleti âli’ye sayısız hizmetleri geçmişte biz mi bilmiyoruz. Defalarca “Nobel” almış, Türkiye’nin medarı iftiharı idi de bizim mi haberimiz olmadı, Ulusal arası başarılarını nasıl görmüyoruz diyeceğim. Kim bu “zevat” sahi…
Büyüklerimiz, “pire için, yorgan yakmak” deyimini sanırım bu günler için söylemiştir. Bu CHP’e başka ne söylenebilir ki.
**
Şimdi yukarıda yarım bıraktığımız “zihin jimnastiği” ne dönelim.
Diyelim ki CHP “her şeye rağmen” Meclise gelmedi.
Meclisin “manevi şahsiye sine” halel gelir mi? Gelmez.
Halkın iradesinin tecelli ettiği bir Meclis vardır ve işleyecektir. Dediğimiz gibi mevcut yasada değişiklik yapılmaz ve “seçilen” vekiller yemin etmezse “vekilliği” düşürülür. Ara seçime üç ay içinde gideriz. Ne ekonomimiz “s.o.s” verir, ne de hükümet güven kaybeder. Kısmi bir bölgede “dar bölgeli” bir ara seçimle iş çözülür. Bu arada YaSaK da çözülür, YSK bu sefer yeni bir “kaos” çıkarmaya “cesaret” edemez. Önüne gelen listedeki adayları bi’tamam inceler, adaylığına mani bir durum yoksa tereddüte mahal bırakmayacak bir karar verir. Seçim sonucu ne olur derseniz gelinen nokta da “üç’ün,bir’i” olur.
Hem CHP ve hem de BDP, bu vekillerin yerine “boyunun ölçüsünü” alır.
“Hak şerleri hayr eyler,
Arif anı seyreler,
Mevala görelim neyler,
Neylerse güzel eyler” demiş Yunus, bizde hatırlatmış olalım, esen kalınız…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder