6 Nisan 2013 Cumartesi

Yerel Basına Gazetecilik Dersi 1

Bugün hayatımda hiç görmediğim, tanımadığım, bir kez olsun selamlaşmadığım ve sadece yaptığı programlarından tanıdığım güzel bir hanımefendiye övgüler düzeceğim.

Değerli dostlar, bir şehre anlamını veren onun bulunduğu siyasi, ekonomik ve stratejik konumu olmaktan öte kültürel altyapısıdır. Tarihi dokusudur, geleneği, yaşamı sosyal hayatıdır…

Günlük hayatın onca hengâmesi arasında farklı bir ses,
Özgün bir haber,
Güzel bir program,
Okunulası bir yazı,
Ve
İşte bu diyeceğimiz bir ümit ışığını, önce ekranlardan sizlere, sonra da ekranlardan izleme şansı bulamayan biz bahtsızlara, güzel bir kalem ve temiz bir üslupla hazırlayıp internet haber sitelerine ve yerel gazetelere servis ederek Malatya kültürüne hizmet eden sevgili İnanç Kara Ölmeztoprak’a teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum.

Bendeniz düşündüğünü söyleyen, söylediğinin arkasında duran ve doğruluğundan emin olduğu kadar savunan ve savunduklarının arkasında duran lafını sözünü sakınmaz kaba tabirle “patavatsız” biriyim. Aynı zamanda gördüğü güzellikler karşında kayıtsız kalmayan, olumlu bulduğu ve beğendiği her bir şeyin bir tamam hakkını vererek teşekkür etmesini bilen de biriyim.

Bu konuya nereden mi girdim? Anlatayım efenim;
Bugün ulusal televizyonları istila eden magazin ve magazin haberciliğine kafa tutar gibi sen çıkacaksın yerel bir kanalda; dur bir dakika, o iş öyle yapılmaz arkadaş deyip kolları sıvayacak, “yavşamadan”, ezilmeden, büzülmeden reyting kaygısı taşımadan ve üstelik edeple, adapla inadına bir mütevazılık ve tevazuuyla, karşısındakine saygı göstererek ve dilini eğip bükmeden, yapmacılıktan uzak, mesafesiz ve maskesiz bir şekilde ve asil bir duruşla bir hanımefendiye yakışır şekilde programını yapacak ve aynı mütevazılıkle programda gerçekleşen konuşmaları haberleştirip bizzat bütün yerel yazılı görsel medyaya servis edeceksin…

Yaptığı işin zorluklarına girmeyeceğim, bazı “duayenlerimizin” bahsettiği gibi gazeteci mi değil mi sorusunu sormayacağım. Memur mu, sarı basın kartlı gazeteci mi ayrımına da girmeyeceğim. Bazı “tetikçilerin” tevessül ve tenezzül ettiği gibi aşağılık bir “gammazlamada” da bulunmayacağım. Ben yapılan işe “eyvallah” deyip şapka çıkaracağım, alkışlayacağım. İşte budur diyeceğim, yapılan işi alkışlayacağım.

Kendisini gazeteci-televizyoncu sananlara, ortalıkta medya mensubuyum diye dolaşanlara inat haberciliğin nasıl yapılabilirliğini, yaptığı haberleriyle gösteren: Bakınız yerel ve ulusal medya, müracaat google amcanız.
Televizyon programı nasıl yapılırı, yaptığı programıyla gösteren: Bakınız Vuslat TV Bilge Bakış Programı.
Radyoculuğun nasıl yapıldığını, İnanç’la Gün akarken, panorama programlarıyla İnönü Üniversitesi Radyo Kampus aracılığıyla gösteren ve çoğu radyo ve televizyon programcılarının örnek aldığı ve genç radyocuların idolü olmuş bir gazeteci, radyocu, televizyoncu, edebiyatçı, evhanımı ve Avukat…

Programına konuk ettiği misafirlerine bakın hepsi birer okul. Okudukça bir şeyler öğreniyoruz istifade ediyoruz… 
Üniversitemizde görev yapan öğretim üyesi, akademisyen, sivil toplum örgütü liderleri, kanaat önderleri, siyasiler vs. her yelpazeden insanlar var. Programa çıkardıklarının birçoğunun adını bu programlar vesilesiyle ilk defa duyuyoruz. 

Bakıyoruz ulusal ve yerel medya filanca profesörün bilmem ne ile alakalı yazıları yorumları. Bizim profesörlerimiz hemen yanı başımızda, fikrini soran eden yok, bir mikrofon tutan görüşünü alan yok. 

Allah aşkına yerel medya olarak hangi hocanın kapısını çaldınız, hangisiyle kaç mülakat yaptınız. Lafa gelince Malatya’da bilmem şu kadar gazete bu kadar internet sitesi var.

Haftayı geçtik ayda bir sefer bir öğretim üyesine mikrofon tutup Türkiye veya Malatya meselesi hakkındaki fikrini aldınız mı? 

Hocalarımızın eğitimle ilgili çektikleri sıkıntılarını dinlediniz mi? Uzmanı oldukları alanlarla ilgili kaç haber veya program yaptınız. 

Kalemi elinize alınca “vatan kurtaran şabanlığa” bürünüyorsunuz, sizler gazetecilik yaptınız da biz mi elinizden aldık. 
Basın ilan kurumunun kaymağını yediğiniz gibi biraz da memleket meselelerine kafa yorup, Malatya’nın sorunlarını ne zaman gündeminize alacaksınız.

İşadamlarının toplantılarına katıldığınız gibi mahalle muhtarlarının kahvesini içmeye gideceğiniz günleriniz de gelecek mi?

Parti başkanlarını, encümenleri takip ettiğiniz kadar köylülerin ve köylerin sorunlarında bir gün dönüp bakabilecek misiniz?

Hani denir ya “açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” beni söyletmeyin Allah aşkına. Çıkın adam gibi gazetecilik yapın. 
Tetikçiliği, gammazlığı bırakın işinize bakın. 

Malatya’da basın var diyelim,

Malatya’da televizyoncu var, programcı var diyelim,

Malatya bu işi biliyor diyelim,
Çıkın yapın güzel şeyler sizleri de alkışlayalım,

Sayın İnanç Kara Ölmeztoprak hanımefendi size sonsuz sayısız teşekkürler. Kendisini gazeteci sanan sözde “duayen”lere yaptığınız programlarla kapak gibi cevap verdiğiniz için.

Bu kapakta Malatya basınından üzerilerine alınanlara olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder