29 Eylül 2013 Pazar

Malatya'daki Engelli Dernekleri Ne İş Yapar?

Hepimizin bildiği çok güzel bir söz var “Gâvurun ekmeğini yiyen kılıcını sallar” diye. Bu sözü günümüze uyarlarsak “kimin-kimlerin ekmeğini yiyorsan onun çıkarlarını savunursun” kısaca anlatırsak böyle, uzatmak istersek dilediğimiz kadar örnekleme yapılır.

Malatya Belediyesinin ekmeğini yiyen dolaysıyla belediyede belli bir yer-mevki sahibi olmuş insanlara bakınca bu sözün karşılığını bulamıyorum. Sanki özellikle sayın başkanı “gözden” düşürmek için hep birlikte çaba sarf ediliyor gibi.  Belediyede çalışan işçiden tutunda ne kadar müdür, danışman, etkili, etkisiz hemen hepsi Sayın Başkan’ın kuyusunu kazımak için el birliği etmişler.

Neden böyle düşündüğümü merak ediyorsunuz, açıklayayım efenim;

Malatya Belediyesinin çalışma yaptığı yerlere bakın, örneğin yol genişletme ve kaldırım çalışması. Yapılan yerlerin bir tanesi bile olsa standartlara uygun olmaz mı? Yok.  Allah rızası için yapılan kaldırımlarda bir engelli yakınınızla yarım saatinizi ayırın çarşıya, bakkala markete gitmeyi deneyin.  Bu konuda defalarca yazı yazmamdan ötürü ve yine bu konuyla alakalı bir yazı yazdığım için hicap duyuyorum. Ben yazmaktan utanıyorum ama her ne hikmetse asıl utanması gerekenler bir türlü utanmıyorlar...

Yapılan Çalışmaları Başkan Biliyor mu?

Bu konuların başkan Çakır’a iletilmediğini düşünüyorum. Her kimi görevlendirmişse “git yapılan yerleri incele teslim al” diyor, o zevat basıyor imzayı. Veya hiç inceleme yapılmaksızın “ben yaptım oldu” havasıyla teslimi gerçekleşiyor. Üç gün sonra bakıyorsun Başkan Çakır ve yanındakiler “yapılan yol ve kaldırım çalışmalarını yerinde incelemiş-miş de, yok efenim esnaflar veya bilmem kim başkana teşekkür etmiş falan, filan…”  bültenlerde hep görüyor veya okuyorsunuz.

Bir Allah’ın kulu da çıkıp demiyor ki “Sayın başkan, buraya harcadığınız avuç dolusu paranın karşılığı bu mu? Bu para, senin, benim ve tüm kamunun parası. O parada gariban işçinin de, emeklinin de tüyü bitmemişin de hakkı var. Harcadığınız bu paraları biz sormayız belki ama yarın ruz-i mahşerde sorarlarsa verecek cevabın var mı? Aylarca günlerce bu kadar emek harcayıp, esnafı vatandaşı canından bezdirip yaptığınız hizmet amacına uygun mu? Gerçekten de engelliler, yaşlılar sorunsuz kullanıp hayır dua ediyorlar mı?...”  Duydunuz mu böyle bir soru veya duydunuzsa ne cevap verdiniz…

Engelli Dernekleri Engellilerin Sonlarına Eğilmiyor, Peki Ne İş Yaparlar?

Sahi Malatya’daki engelli dernekleri niye var?

Benim kısaca özetlediğim ve hepinizin bildiği sorunlarınızı, eksik yanları, öneri ve taleplerinizi Başkan Çakır’a iletmezsiniz, neden?

Sayın Valiye aktarmazsınız,

Yaşadığınız sıkıntılardan ilimiz mülki amirinin haberi olmaz, gördüğünüz ve düzeltilmeyen bu eksiklikler hakkında sayın valiye gidip derdiniz anlatmazsınız, neden?

Kamuoyu önünde çıkıp dillendirmezsiniz,

Kamu kurum ve kuruluşlarının eksik ve engellilere yeni engel çıkarıcı yanlarını gündeminize alıp vatandaşlardan güç almayı denemediniz, kamuoyu sorunlarınıza vakıf değil, sosyal bilinç oluşmamış, siz neden varsınız?

O halde yeniden sorayım:

Siz Malatya’daki Engelli Dernekleri Başkanları, yöneticileri…

Sizler niye varsınız?

Ne iş yaparsınız?

Ne işe yararsınız?

Bana marifetinizi söyler misiniz?  Sizin “SODES Projesi kovalamaktan” başka bir işiniz yok mu?

Bozacı şıracı gibi bir birinize plaket verip “boncuk” dağıtmaktan başka bir icraatınızı göremeyecek miyiz?..

Başkan Çakır’ın Günübirlik Ziyaretçileri

İki günde bir başkan Çakırın makamına teşrif ediyorsunuz. Başkan siyaset adamı anlatıyor bir bir icraatlarını, hizmetlerini…  Sizler dinleyip “var olasın başkanım, Allah razı olsun…” bin bir türlü temenna ile “vıcık, vıcık yağ kokan” sahte alkışlarınızla başkanın ayağın yerden kesiyorum. Başkan kendi kendisine diyordur “ ben neymişim ya hu, meğer neler yapmışım filan…”  övünüyordur eserleriyle…

Bakıyoruz, toplantıların ve protokolün en has adamı oluyorsunuz. Her gelen başkan bir numaralı adamınız. Gelen her vali Engelli Derneği deyince sadece sizi biliyor. Bu meziyetiniz de yabana atılır gibi değil, bunu herkes başaramaz, bu anlamda da kutlarım (!) bu maharetinizi…

Geçen gün Engelli dernekleri temsilcileri Başkan Çakır’a ziyarete gittiler. Biri bırakıp öteki alıyor, teşekkürle başlayıp hayır dua ile sözünü bitiriyor.

Başlıyorlar Engelli otobüslerinin hizmetinden,  kaldırım çalışmasından… (Yanlış anlaşılmasın bunlara bir şey dediğimiz yok. Bu hizmetler için defaten başkan ve emeği geçenlere teşekkür ettik. Ayrıca ve üstelik zaten belediye bunun için var, sosyal belediyeciliğin, sosyal devletin en asli ve bariz görevi)

Engelli otobüsleri:

Amacına uygun kullanılsa eyvallah, sabah akşam dua edelim. Şoförlerin bir dövmediği kalıyor. Hakaret eder gibi kapıları açması, suratlarının sirke satması. Kapılar açıldığında amatisörleri indirip eğimi azalmak yerinde tekerlekli araba ile engellileri yola düşürme pahasına indirmeleri…

Uyarmaya kalktığından hem şoförlerden hem duyarsız vatandaşlardan bir dayak yenilmediği kalıyor. Başlıyorlar “nankör bunlar nankör. Belediye kendileri için hizmet yapıyor birde hizmet beğenmiyorlar” gibi daha bir sürü hakaretamiz sözler.

Bu gibi şoförleri MOTAŞ’a şikâyet etsen bu sefer “gammaz” oluyorsun. Söylesen tesiri yok, söylemesen olmuyor…

Başkan Rol Çalıyor, Bunu Hep Yapıyor!

Geçenlerde Başkan A.Haydar Koyun’a dedim ki ; “Başkan, MOTAŞ Şoförleri için bir puanlama uygulayalım. İşini yapan şoförlere (+) Artı, işini savsaklayan şoförlere (-) Eksi vermek suretiyle puanlayalım. Birkaç aylık değerlendirme sonunda plaket veya teşekkürle ödüllendirelim, diğer sürücülere de teşvik olur” dedim. Demez olaydım, herifin oğlu hemen yangından mal kaçırır gibi bir plaket kapıp MOTAŞ Müdürü Hasan Alıcı’nın makamında soluğu almış. Baktım epostama basın bülteni gelmiş, Engellilerden Motaş Şoförlerine Plaket!

Şimdi sormak isterim, bu plaket ne içindi, “aferin şoför arkadaşlar böyle bizi azarlamaya devam edin” demek için mi?

Hep engelli derneklerinin “ayrı baş çektiklerini” duyardım, dedim ki; “Başkan sen hepsini bir davet etsen, belediyenin engelliler merkezi de aracılık etse. Bir yemekli toplantıda bütün engelli dernekleri bir araya gelseniz ve konuşsanız. Hem aranızdaki buzlar erir hem birlik ve beraberliğiniz pekişir” gibi düşüncelerimi ilettim.

Yirmi yıldır bir araya gelmeyen dernek yöneticileri iki-üç günün sonunda baktım toplanmışlar, kahvaltı filan. Soner Bey, Vahap Bey ve diğer etkili-yetkililer…  

Bana yine bülten gelmişti haber yapmam için…

Bana, “sen bize bu fikri verdin biz bir araya gelebildik. Gel toplantımıza katıl” denilmediği gibi haber verme lüzumu bile hissetmemişlerdi. Yani beklenen bir durumdu, benim için bir sürpriz değildi. Onlar beni bilmeseler de ben onların “ne ayak” olduklarını biliyordum...

Engelli Dernekleri;  Sorunun Asıl Kaynağı

Sonuç olarak Malatya’daki engellilerin sorunları sadece erişim ve ulaşım sorunu değil. Engelli derneklerinin kendileri başlı başına bir sorun kaynağı…

Onlarca yüzlerce bu konuda örnek verebilirim lakin lüzumu yoktur. Diyeceklerimizi yeri ve zamanı geldiğinde kamuoyu önünde diyeceğiz, konuyu takip edeceğiz..

“Vilayet Park” Hani Kamuya Açılacaktı

Malatya Valiliğinin arkasındaki Eski Vilayet park alelacele düzenlendi ve engelliler hariç kamuya açıldı. Engelliler için Fuzuli Caddesi tarafından sadece önceki kaldırımın artığı eski rampa var. Bunun dışında parkın hiçbir yerinden engelli girişi yok.

Sonuç olarak yapılan kaldırım çalışmaları hiçbir şekilde engellilerin erişimine uygun değil. Uygun olduğunu iddia eden varsa buyursun tekerlekli sandalyesini kapıp sokağa çıksın.

Park demişken Eski Belediye arkasındaki alanın adı Emekliler parkı. Bu parkın yanı başındaki köşe belediyenin ekmek büfesi, engelliler ekmek almaya bile birilerinin yardımı olmadan çıkamıyor. Güya yeni çevre düzenlemesi, kaldırım yapıldı…

İstanbul pasajını düzenlediler çok hoş oldu, ellerinize sağlık lakin eksik yapıldı. Eksiklikleri de gidip kendiniz görün…

Sayın Başkan Ahmet Çakır bu durumları bilmiyor olabilir, bu vesile ile öğrenmiş oldu. Sayın başkan lütfen yapılan yerleri doğru dürüst ve lütfen mümkünse de yanınızda bir engelli ile test edin-kontrol edin.

Yapılan emeği ve hizmeti alkışlamayı biliriz, yeter ki alkışı hak edecek bir hizmetinizi görelim…

Not: Bu konuları yazmak istemiyordum. Bir zaman bekledim, dedim ki “hele bir yapılsın, belki çalışmalar sürüyor, bitirirler. Eksiklikler giderilir.” Baktık ki tamamlanan yerleri her fırsatta övünç olarak sunuyorlar ve eksiklikler giderilmiyor. Giderilmediği gibi eksik olduğu da kabul edilmiyor. Hizmet olarak biz “saflara” pazarlanıyor.  Başka bir düşüncem daha var, tamamlanmazsa sadece Malatya değil tüm dünya duyacak…

 


--

Sosyal Ağlardan Bana Ulaşmak İçin:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder