25 Aralık 2020 Cuma

Güle güle Engin Nuşani...

 80'li yıllarda tanımıştım üstat Ali Nurşani'yi. Yurt dışında ekmeğini ararken bir yandan da memleket özlemiyle yanık yanık türküler söylemesi yüreklerimize işlerdi...

O yıllar bizim en güzel gençlik yıllarımızdı. Dünya görüşünü ve siyasi çizgisini bilirdim elbette. Bazı dostlarım bir ülkücü olarak Nurşani türküleri söylememi yadırgardı ancak ben türkülerimizin evrensel bir dil olduğunu söyler ve her ir ezginin bu toprakların zenginliği olduğuna inanırdım.
Yine o yıllarda rahmetli Ozan Arif'in kasetlerinin yanında sevgili Hilmi Şahballı (Allah sağlık ve uzun ömür versin) bir "tarafın" sessleriydi. Bir diğer hatırladığım ise ozan Hacı Karakılçık ve Aşık Reyhani baba "sağ" cenahın bilinen sesleriydi...
Ben tüm saydığım "bizim taraf" sanatçıların yanı sıra üstat Mahzuni'yi, Derdiyoklar İkilisini (İhsan Güvercin ve Alideryok üstatlara sağlık ve afiyet dilerim) Livaneli, Arif Sağ, Ahmet Kaya, Ozan Emekçi, (bazı Kürt sanatçılar mesela Hozan Beşir, Ciwan Haco, Şivan Perver ve benzeri) gibi "uç siyasi" sanatçıları da dinlerdim.
O yıllarda özel TV'ler henüz yok TRT tekel işlevi görüyordu bir sürü sanatçı ya "siyasi kimliği" yüzünden yahut da "Arabesk" söylediği için ekranlara çıkamazdı.
Bizler taş plaklarını ve kasetlerini kapış kapış alıp dinlediğimiz sanatçıları ekranlarda göremezdik elbette. Ruhi Su, Muhlis Akarsu, Yavuz Top, Musa Eroğlu ve daha sayısız onlarca sanatçının eserini daha ilk dinlemede ezber eder aynı akşam eğer varsa bir düğünde sazımızla çalıp söylerdik ve üstelik detone bile olmadan.
İsimlerini andığım ve bir o kadar adlarını anmadığım sayısız sanatçılardan türküleri, deyişleri, semah, uzun hava, barak ve bozlak gibi nice sayısız eserlerin bu gün bile güfteleri hala hafızamdadır...
Başta da dediğim gibi kim ne söylerse aldırmadan ister sağ, ister sol çizgide bir sanatçımız olsun, ister Alevi müziği denilen deyiş ve semahlarımız olsun halen benim severek dinlediğim ezgilerdir. Bu eserleri dinlemekle ne solcu oldum, ne Alevi...
Üstat Ali Nuşani yurt dışından emekli olup ülkeye geldiğinde özel kanallarımız çoğalmıştı fakat görünmez bir "ambargo" uyguladılar ve ekranlara pek çıkamadı maalesef. O yıllar ucuz şov programları, pespaye magazin programları ve ne idüğü belli olmayan yabancı diziler kültürümüzün üzerinden bir buldozer gibi geçiyordu ve kimsenin de kültürümüzün dejenere olmasından rahatsızlığına rastlanmıyordu...
Hasbelkader birkaç kez çeşitli kanallarda Ali Nurşani üstadı görmeye başlamıştık ki sesi kısılmış ve gırtlak kanseriyle mücadele ediyordu...
Tamda bu yıllarda oğul Nurşani'yi tanımaya başladık. Sesiyle babasını aratmayan bu sarı saçlı genç, Nuşani eserlerini yeniden yorumlaya başladı. Artık babasının türküleri emin ellerdeydi. Engin Nurşani adeta babasının gönül tellerinden süzülen türkülerinin tercümanı olmuştu. Halkımız sarı saçlı bu melez kardeşimizi çok sevmişti ve TV kanalları da baba Nurşani'den esirgedikleri vefayı oğul Nurşan'ye göstererek bir nevi günah çıkarmaya girişmişlerdi. Bu nedenle de ekranlarda epey bir görmeye başlamıştık ki bu sefer de talihsiz bir kaza yapmış ve adeta ölümden dönmüştü genç sanatçımız Engin Nurşani...
Çok uzun süren bir tedavinin ardından tam sağlığına kavuştuğu haberlerini duyuyorduk ki bu sefer de Engin Nurşani'nin "gırtlak kanseri" olduğu medyaya yansıdı.
Baba Nurşani yıkılmıştı ve çok çaresizdi. Çeşitli platformlarda adına kampanyalar düzenlenmişti. Bu kampanyanın sonuncusunu baba Nuşani yapmış ve sosyal medyadan ""Değerli canlar. Gövdemin tek tüyü, bir tek oğlum maalesef gırtlak kanserine yakalandı sizin herkesin tüm sevenlerinin desteğine ihtiyacım var. Neyim varsa verdim. Böyle olmasını istemezdim. Sizlere gelmek istemezdim. Gün geldi sizlerin kapısına geldim. Elinizden ne geliyorsa… Oğlumun kurtuluşu için yardıma ihtiyacım var. Baba olarak buna ihtiyacım var. Başka bir dileğim yok. Sizleri çok seviyorum" diye seslenmişti.
Bu sesi sayın ilgililerimiz duydu ve Sağlık Bakanlığımız devreye girerek tüm imkanları seferber etti.
Bu sabah sevgili sanatçımız Engin Nurşani ne yazık ki aramızdan ayrılarak ebedi aleme göç etti.
Kendi acısını, derdini unutup oğlu için çırpınan baba Nurşani'ye Allah sabır versin. Genç sanatçımız Engin Nuşani'ye rahmet diliyorum. Tüm sevdiklerinin başı sağ olsun.
Güle güle sarı saçlı genç adam seni çok sevmiştik ve unutmayacağız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder